2024 Yılının En İyi Erkek Parfümü Önerileri ve Satın Alma Rehberi

Parfüm, kokunun ön planda olduğu anlarda, insanların güzelleştirmek için kullandıkları bir araçtır. Yüzyıllar boyunca insanlar koku duyusunun önemini anlamış ve parfüm üzerine çalışmışlardır. Günümüzde, parfüm seçiminde önemli bir rol oynayan en iyi erkek parfümü markaları arasında Chanel, Dior, Yves Saint Laurent ve Tom Ford gibi ünlü markaların parfümleri bulunmaktadır. Bu parfümler, kullanıcıların kendilerini güzel ve çekici hissetmelerini sağlamak için özenle formüle edilmiştir.

Parfüm Tam Olarak Nedir?

Koku almak insana bahşedilmiş en önemli duyulardan biridir. Yemek yerken dilimizden geçen sıcacık bir lokmanın tadını ve kokusunu alarak yemek ne kadar önemli değil mi? Oysa yemek ocakta pişerken hazır olmasına yarım saat kala kokusunun burnunuzda dans etmesinden mütevellit sabırsızlıkla beklemenin verdiği heyecan ve masaya oturmadan önce iştahla yeme hayali kurmak, kokusunu duyamadığınızda bu kadar hissedilebilir olmazdı sanırım. Koku duyusunun tat almayla beraber çalıştığını biliyorsunuzdur. Hasta olduğumuzda burnumuzun tıkalı olduğu dönemde, yemeklerin tadı sağlıklı olduğumuz zamanki gibi zevk vermez ya da tadını tam alamayız. İşte bu, kokunun tat ile işbirliği içinde olduğunu gösterir bize.

Hep yemekten gitmeyelim, biraz da kokunun yalnızca kendisinin ön planda olduğu anlardan bahsedelim. Şöyle bir hayal kurun. Aylardan Nisan, sıcak bir pazar günündesiniz ve hava mükemmel. Kendinizi kalabalıktan ve şehir hayatından uzak, ormanlık bir alana atıp kamp yapacaksınız. Etrafınızda çiçek açmış ağaçlar var ve o sıcak hava eşliğinde çiçeklerin kokuları burnunuzda ahenkle dans ediyor. Gözünüzü kapatıp derin bir nefes çekiyor ve anın tadını çıkarıyorsunuz. Ne kadar güzel, huzurlu bir his değil mi? İşte insanlar koku duyusunun önemini yüzyıllar önce anlamış, bu konuda ilgilenmiş ve üzerinde çalışmışlardır. Bu çalışmaların karşılığında güzel kokmak ve koku sürünmek ile günümüze kadar gelen parfümün yolculuğunu görmüş oluyoruz.

Uzun zaman önce Nerola Prensesi lakaplı Anne Marie Orsini adında bir hanımefendi Roma’da Nerola isimli küçük bir kasabada yaşıyor. Bir gün yazı yazmak için bahar ayında bahçeye çıkıyor ve bir ağacın gölgesine oturuyor. Ağacın da çiçek açtıktan sonra etrafa yaydığı kokudan çok etkileniyor. Dayanamıyor ve çiçeklerin toplatılmasını isteyip yakınlarda parfüm yapan ya da damıtma işlemi gerçekleştiren birisine götürülmesini istiyor. Bir sepet içinde bu çiçekler götürülüyor ve bir zaman sonra birkaç damla yağ getiriliyor. Bu koku Nerola Prensesi’nin çok hoşuna gidiyor ve etraftaki ağaçlardan da bu çiçeklerin toplatılmasını ve bu yağdan yapılmasını istiyor. Bu çiçeklerden 1/1000 oranında bir yağ çıkıyor. Yani 1000 kg çiçekten yalnızca 1 kg yağ çıkıyor. Bu da yağın çok değerli olmasını sağlıyor. Bu şekilde Neroli ismini verdiğimiz bir koku ortaya çıkıyor. Aslına bakacak olursak prensesin altına oturduğu ağacın ismi turunç ağacı. Bahsettiğimiz çiçek de turunç meyvesinin çiçekleri. Ancak Nerola Prensesi sayesinde damıtılan bu çiçeklerin kokusuna turunç çiçeği yağı değil de Neroli ismi verilmiş oluyor. Parfümle alakalı dünyanın çoğu yerinde bu tarz yaşanan gelişmeler günümüzün modern parfümlerinin oluşmasında bir basamak sağlıyor.

Parfüm diyince hepimizin aklına hemen hemen aynı şey geliyordur. Güzel koku. Aslında parfüm, çeşitli yağların ve kokuların alkolle seyreltilmesiyle ortaya çıkarılan kimyasal bir karışımdır. Gencinden yaşlısına herkes güzel kokmak, bu konuda fark edilir olmak, övgüler almak ister değil mi? Kimi zaman bunu çokça parfüm sıkarak, kimi zaman kokudan konu açarak sağlamaya çalışırız. Sıktığımız parfümün, başka burunlara da misafir olmasını kim istemez ki? Bazen parfümümüzü yanımıza alır iş arkadaşlarımıza, dostlarımıza, yakınlarımıza koklamasını isteyerek parfümü denetiriz ve düşüncelerini sorarız. Bize dönüşleri bazen parfüm kullanma alışkanlığımızı değiştirir, ya da parfüm kullanma alışkanlığımız yoksa bu alışkanlığı bize kazandırmış olurlar.

Erkek Parfümü Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Aslında dikkat edeceğimiz birçok husus var. Sırasıyla bunlardan bahsedelim.

EDP, EDD, EDC Konsantrasyonları

Parfümlerin üzerlerinde bazı yazılar görürsünüz. EDP, EDT, EDC gibi yazılar yazar. Bunlar aldığınız parfümün esans yoğunluklarını belirten ifadelerdir. Öncelikle bu ifadeler Fransızca’dan kısaltılmışlardır. Eau de Parfum (EDP), Eau de toilette (EDT), Eau de cologne (EDC) olarak geçmektedirler. Peki, hangi ifade hangi yoğunluğu gösteriyor? Şöyle ki EDP yazısını, esans yoğunluğu %10-20 arasında olan parfümlerde görürsünüz. Bu esans yoğunluğuna sahip parfüm diğer yoğunluk ifadelerine sahip parfümlere göre daha kalıcı ve daha yayılabilirdir. EDP yazısını, esans yoğunluğu %4-10 arasında olan parfümlerde görürsünüz. Bu parfümler EDP'ye göre daha az kalıcıdırlar. EDC yazısını ise esans yoğunluğu %2-4 arasında olan parfümlerde görürsünüz. İsminden de anlaşılacağı üzere cologne yani kolonyaların bu esans yoğunluğuna sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çok çabuk buharlaşan ve kalıcılığı çok düşük olan parfümlerde görürsünüz EDC yazısını.

Notalar

Parfümde notalar parfümün oluşturulmasında önemli bir yer tutar. Parfümler oluşturulurken lineer ve piramidal olarak iki şekilde oluşturulur. Lineer parfümler başta nasıl kokuyorsa kuruyana kadar kokusunun pek değişmediği parfümlerdir. Tom Ford Oud Wood, Chanel Chance gibi parfümleri örnek olarak verebiliriz. Piramidal parfümlerin ise Üst (tepe) notalar, orta (kalp) notalar ve alt (dip) notalar şeklinde oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Piramidal yapıda olan parfümler ilk sıkıldığında farklı, birkaç saat geçtiğinde biraz daha farklı ve kurumaya başladığında daha da farklı kokuyorlar. Örnek olarak Dior Sauvage, Guerlain Shalimar gibi parfümler piramidal yapıda oluşturulmuştur. Parfümlerin açılışlarından kuruyuşlarına kadar değiştiği bu piramidal yapıda üst notalarda daha çabuk buharlaşan kokular tercih edilir. Orta notalarda ise parfümün karakterini belirleyen kokular vardır. Alt notalarda da parfümün kurulduğu kokular yani en geç buharlaşan amber, sandal ağacı gibi kalın ve tatlı kokular tercih edilebilir.

Kalıcılık ve Yayılım

Parfüm seçerken dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de parfümün kalıcılığı ve yayılımıdır. Sabah evden çıkmadan üzerimize sıktığımız parfüm gün içinde kayboluyorsa bu genellikle iyi bir durum olarak görülmez. Bundan dolayı parfüm alırken kalıcı olmasına ve etrafa nasıl yayıldığına dikkat etmemiz ve ona göre seçmemiz gerekir.

Peki, bir parfümün yeterince kalıcı ve yayılımının iyi olmasına nasıl karar vereceğiz? Parfümü satın almadan önce mutlaka koklamalısınız. Koklamadan, denemeden internet üzerinden parfüm alışverişi yapmamamız kanaatindeyim. Bu duruma kör alış deniyor. İnternette bazı parfümleri görüyoruz, yorumlarına bakıyoruz ve ürünü alan çoğu kişi beğendiğini, güzel koktuğunu söylüyor. Bu tarz parfümler genel beğeniye uygun olurlar. Daha önce yanınızdan geçen birinin bile üzerinde kokladığınız bir parfüm olabilir. Genel beğeniye uygun olduğu için popüler ve çok satan parfümler olabiliyorlar. Bundan dolayı siz de beğenebilirsiniz ancak yine de kör alış yapmamalısınız. Çünkü herkesin beğendiği bir koku belki size hitap etmeyecek. Bunu denemeden bilemezsiniz. Naçizane önerim parfümü almadan önce mağazaya gidip bir kâğıda ya da kolunuza parfümü sıkın. O parfüme biraz zaman verin. Gün boyunca sıktığınız kâğıdı ya da kolunuzu koklayarak parfümün lineer yapıda mı piramidal yapı da mı olduğunu, etrafa ne kadar yayıldığını, sıktıktan birkaç saat sonra ne kadar değiştiğini, kalıcılığının iyi mi kötü mü olduğunu anlamış oluyorsunuz parfüme zaman verdiğinizde. Ve bu da o parfümü alıp almamanızda çok daha net bir çerçeve çiziyor kafanızda.

Yukarıda da belirtilen üzere parfümünüzün üzerinde EDT ve EDC yerine EDP ibaresi görüp almanız kalıcılık olarak sizi daha fazla tatmin edecektir. Ancak koku güzelliği olarak esans yoğunlukları değiştiği için belki de daha az yoğun esansa sahip olan parfümü daha çok beğenebilirsiniz. Bu tamamen kişiden kişiye değişebilir. Bundan dolayı lütfen parfüm almadan önce deneyin ve zaman verin.

Parfüm Ekonomisi

Parfüm alırken dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da parfümün fiyatıdır. 2024 yılı itibarıyla döviz kuru ve gümrük vergilerinden dolayı parfüm sahibi olabilmek cidden zorlaştı. Hele hele parfüm koleksiyonu yapmak istiyorsanız ciddi bir yatırım yapmalısınız. Ancak bir tane parfüme sahip olmak ve sürekli onu kullanmak istiyorsanız korkmayın bu hala mümkün.

Şuradan başlayabiliriz. Parfümler tasarımcı (designer) ve niş (niche) parfümler olarak ikiye ayrılıyorlar. Ne demek bu tasarımcı ve niş? Tasarımcı parfümler, amacı sadece parfüm üretmek olmayan markaların parfüm de üretip satması anlamına geliyor. Örnek verecek olursak Dior markasını biliyorsunuzdur. Dior markası, güneş gözlükleri, tişörtler, pantolonlar, çantalar vs. üretiyor ve bunun yanında parfüm de üretiyor. İşte bu markaların ürettiği ve piyasaya sürdüğü parfüme tasarımcı parfümler diyoruz. Dior Sauvage, Dior Fahrenheit örnek olarak verilebilir. Niş parfümler ise, amacı sadece parfüm üretmek olan markaların piyasaya sürdüğü parfümlerdir. Örnek olarak Zoologist markası sadece parfüm üretiyor ve satıyor.

Tasarımcı ve niş parfüm ayrımını yaptığımıza göre gelelim fiyatlara. Tasarımcı parfümler niş parfümlere kıyasla biraz daha ucuz oluyorlar. Bunun sebebi ise (her marka için aynı olmasa da) genel beğeniye uygun parfümler yapmaları ve bu parfümlerin popülerleşerek daha çok satmasından dolayı fiyatları da ona göre dizayn etmeleri. Niş parfümlerin pahalı olmasının sebebi ise, genel piyasa parfümlerinden ziyade daha farklı koku yapmaları diyebiliriz. Ancak şöyle bir konu var. Bazı tasarımcı markalar, niş parfümlerine çok benzer parfümler yapabiliyorlar. Örnek olarak Creed markasının Aventus isimli bir parfümü var. Bu parfüme benzerliğiyle bilinen tasarımcı bir parfüm ise Zara markasının Vibrant Leather parfümü. Bildiğiniz üzere Zara markası çeşitli kıyafetler satıyor, tasarımcı bir marka. Creed Aventus ise çok pahalı ve güzel kokan bir parfüm. Zara da bu parfüme benzer olan Vibrant Leather parfümünü piyasaya sürdü. Tabii ki kalıcılıkları, koku kalitesi, yayılımı birbirinden farklı olsa da kokusu benzediği için alınıp kullanılabilir. Bu şekilde ünlü, pahalı ve beğendiğiniz parfümleri çok para harcamadan kullanabilirsiniz. Tabii ki az önce de söylediğim gibi koku kalitesinin, kalıcılığının, yayılımının orijinal parfümle aynı olmasını beklememelisiniz.

Unisex Parfümler

Bunca parfüm yolculuğundan sonra ulaştığımız modern dönem kokularının erkek ve kadın olarak ayrılması da günümüz için parfüm seçerken bize yol gösteriyor. Genel görüş itibarıyla kadın kokuları tatlı, şekerli, meyveli olurken; erkek kokuları daha odunsu, ağacımsı, kalın ve ağır oluyor. Bu da kadın ve erkek parfümlerinin kullanım açısından sınırlanmasına yol açıyor. Parfüm bariz koku farkı olmadığı sürece kadın ve erkek olarak ayrı değil de unisex olarak tek çatıda çıkıyor karşımıza. Kadın ve erkek olarak cinsiyet ayırt etmeksizin kullanılabilen tişörtlere, çantalara, hırkalara, parfümlere vs. unisex deniyor bildiğiniz üzere. Unisex kullanımın artması her iki cinsiyet için de parfüm çeşitliliğini arttırıyor ve bu da parfüm satın alımını ve kullanımını olumlu etkiliyor. Unisex parfümlere örnek verecek olursak Xerjoff Casamorati Lira, Tom Ford Black Orchid parfümlerinin her iki cinsiyete de yakıştığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Parfüm seçerken bunu da dikkate almak güzel parfümler keşfetmenize olanak sağlayabilir.

Parfüm Şişeleri

Parfümler tasarlanırken koku güzelliği yanında şişe tasarımıyla da öne çıkarlar. Şişesi estetik ve güzel olmayan parfümleri denemek için can atmayız genel olarak. Ancak güzel tasarımlı canlı ve çarpıcı renklere sahip şişesiyle parfüm, bize adeta onu denememiz için göz kırpar. Bunu bilen markalar, hem parfümü koruyacak, hem de tüketicinin nihai karar olan satın almayı gerçekleştirmesini sağlayacak tarzda tasarlar parfüm şişelerini. Bundan dolayı parfüm seçimi yaparken önemli olanın koku olduğunu, üzerinizde parfüm şişesini değil de kokusunu taşıyacağınızı unutmadan satın almanızı gerçekleştirmeniz sizi daha mutlu yapacaktır.

Mevsimler

Parfümler yukarıda da belirtilen üzere esans yoğunlukları itibarıyla bazen ağır bazen hafif olabiliyor. Bu da sıcak ve soğuk havalarda parfümün hissedilebilirlik derecesini etkiliyor. Şöyle açıklayabiliriz bu durumu. Çok sevdiğiniz bir parfüm var diyelim. Bu parfümü yaz aylarında sıcak havalarda kullanırken gayet rahatsınız ancak kış aylarına gelip de hava soğuduğunda ne kadar sıkarsanız sıkın parfümü birkaç saat sonra hissetmiyorsunuz. İşte bu mevsime göre parfüm seçmekle alakalı olabilir.

Parfüm, sıvıdır ve kokusu burnumuza buharlaşarak gelir. Bundan dolayı sıcak havalarda buharlaşma daha çok olacağından parfümün boğucu olmaması açısından ferah parfümler tercih edilir. Eğer sıcak havalarda daha ağır, tatlı, odunumsu parfümler tercih ederseniz bu durumda hem siz o sıcakta sürekli burnunuzu ağır bir şekilde rahatsız eden kokuyla karşı karşıya kalabilirsiniz, hem de etrafınızdaki insanlar kapalı bir ortama giriyorsanız bu durumdan rahatsız olabilirler. Tam tersini düşünecek olursak soğuk havalarda ferah parfüm tercih ettiğinizi varsayalım. Sabah sıktığınız ferah parfüm kalıcılığı az olduğu için gün içinde bu kadar hissedilmeyecektir.

Sonuç olarak kış aylarında ya da serin havalarda baharatlı, tatlı, odunumsu, kalın ve ağır kokular; yaz aylarında ve nispeten ılık havalarda ise daha meyveli, ferah ve sucul notalara sahip parfümler seçmek sizi daha mutlu edebilir. Ancak yine de nihai seçim size kalmış, siz hangi parfümü sıkarak mutlu oluyorsanız o parfümü dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Bir kişinin kaç adet parfümü olmalıdır?

Parfüm kişisel bir zevk olduğundan dolayı buna kesin bir hüküm vermek yanlış olur. ‘’Ben bir adet parfüm kullanıyorum, her mevsime de yakışıyor bu benim imza parfümüm.’’ Diyorsanız bir adet parfüm sizin için yeterlidir. Ancak kendinizi tek bir parfüme bağlamak istemiyorsanız bu soruyu şöyle cevaplayabilirim. Soğuk ve sıcak havalarda kullanmak üzere birer tane parfümünüz olsun. Resmi ortamlara giriyorsanız (ofis, iş yeri ortamları vs.) kapalı ortamlara gidebilecek ofis kokularından birini tercih edebilirsiniz. Eğlenceli ortamlarda sıkabilecek ferah ve hareketli kokular da seçebilirsiniz. Tabii ki parfüm sayınızı gece, gündüz, ılık, serin, tatlı, odunsu, meyveli, ferah parfüm diyerekten istediğiniz kadar arttırabilirsiniz. Ancak bence soğuk ve sıcak havalara gidecek minimum 2 adet parfümünüz olmalı.

Parfümlerin ömrü ne kadardır?

Parfümler alkolle seyreltilmiş kokulu yağlardır. Bundan dolayı parfümünüzün sıkmaya başladığınız yani oksijenle buluşturduğunuz günden itibaren belirli bir ömrü olacaktır. Bu ömür de maksimum (iyi korunmuş ve saklanmış bir parfümde) 2 sene gibi bir süreyi kapsar. Bunun sebebi de parfümünüzü kullandıkça şişenizin içinde oluşan boşluğa hava doluyor ve bu hava da içerideki sıvıyı oksitlemeye başlıyor.

Parfümler nasıl muhafaza edilmelidir?

Parfümlerin ömrünün 2 sene olduğundan bahsettik. Ancak iyi muhafaza edilmemiş parfümlerin ömrünün 2 seneyi bulması biraz zor. Peki biz parfümü en iyi nasıl muhafaza ederiz? Parfümlerin bozulmasını, ömrünün kısalmasını tetikleyen unsurlar vardır. Bunlar sıcaklık, ışık ve nem. Eğer bir parfümü nemli, serin olmayan ve bol ışık alan bir yerde muhafaza ederseniz parfümünüzün kokusunun bir zaman sonra değiştiğini hissedebilirsiniz. Ancak bunun tam tersini yapıp parfümünüzü nemden uzak, serin ve karanlık bir yerde kutusuyla beraber muhafaza ederseniz, bu durum parfümünüzden maksimum verimi almanızı ve yapısının bozulmasını geciktirmenizi sağlayacaktır.

Bir parfümde kaç fıs vardır?

Çoğu parfüm 100 mililitrelik versiyonlarıyla satışa sunuluyor. Ancak bunu ne kadar uzun süre kullanacağınızı kestiremeyebilirsiniz. Her parfüm şişesinin sprey sıkma kısmı aynı olmayacağından dolayı bu bilgiyi yaklaşık olarak vermek daha doğru olur. 1 mililitrelik bir parfümün yaklaşık olarak 10-15 fıs arasında sıkılacağını söyleyebilirim. Bu da 100 ml bir parfümün size 1000-1500 fıs sağlayacağı anlamına geliyor.

Parfüm nasıl sıkılmalıdır?

Her parfümün yoğunluğu farklı olduğundan dolayı rengi de farklı olabiliyor. Bundan dolayı parfümleri özellikle açık renkli kıyafetlerinize sıkmayı seviyorsanız çok yakından sıkmak kıyafetinizde lekelenmeye sebep olabilir. Bundan dolayı en az 15-20 santimetrelik uzaklıktan sıkmak sizi bu lekelenmeden kurtaracaktır. Daha detaylı bilgi için ise bu yazımızı okuyabilirsiniz.

Sonuç

Sevgili Tüketici Dergisi okurları ve takipçileri, bu yazımızda erkeklere yakışabilecek 14 adet parfümü tanıttık. Parfümlerin genel bilgilerinden pek bilinmeyen bilgilerine kadar inceledik ve güzel bir kokulu yolculuğu tamamladık. Umarız ki kokuların dünyasında kendinizi özel ve mutlu hissettirecek parfümü bulabilirsiniz. Parfümlü ve mutlu günler geçirmeniz dileğiyle :)